- Hud Suresi: Ayet 114
Ve ne kadar da vazgeçilmez görüyorsun kendini.
Yoo...Yoo...Dünya seni pek umursamıyor.
Bak sessizce akıp gitmede sonsuz uzayda.
Telâşlarına inat, uzakta bir kelebek.
Hiç telâşsız kozasından çıkmakda.
Ötelerde bir insan, son nefesini vermekte.
Pişman, çok pişman...
Bir bebek ilk kez annesine gülümsemekte.
Habersiz hiç bir şeyden, senin telâşından, işlerinden.
Vakit Öğle, güneş göğün en yüksek yerinde.
Tıpkı gençliğim gibi, şimdi günde bir delikanlı.
Heyecanlı, telâşlı...
Sanki hiç tükenmiyecekmiş gibi.
Hiç mecali bitmeyecekmiş gibi.
Hiç akşam olmıyacakmış gibi.
Oysa gün akşamlanır.
Güneş asıl şimdi batmaya başladı.
Zirveye erişen her şey gibi,
Oda alçalmaya başladı.
Akşama doğru ağarıyor şimdi.
Unutmaki, senin ömründe var idi, gençliğinde başlar
Gün akşamlanır, bilirsin ki yazın sonu hazandır.
Vakit öğle, o kadar gürültü varki ortalıkta,
Kalbinin sesini duyamıyorsun bile.
Ruhunun sonsuza uzanan emellerine kör olmak üzeresin.
Sağırlaşmışsın kendine, şimdi telâşların arasından sıyrıl.
Ruhuna yer ayır, ebedi sukûnete hazırla kendini.
Kalbini sonsuzluğa bitiştir, alnını secdeye değdir.
Vakit Öğle, şimdi öğle namazı vakti!
Öğle vakti, dünya telâşının nabızlarını,
En kuvvetli hissettiğin vakittir.
Öğle vakti, gündelik rüyanın içinde,
Kendini iyice kaybettiğin demdir.
Öyleki, rüyasında gördüğü rüyayı anlatan adam gibi,
Kendini uyanık sandığın yerde,
Uykuların en derin yerindesindir.
Bak, kendini burada kalmaya razı etmiş gibisin.
Şimdiye razı olmuşsun, ötesine gönlünde, gözünde kapalı.
İşte şimdi dünya telâşına ellerinle geriye atıp, tekbir getiriyorsun.
Büyük bildiklerindende büyük olana huzurunda kaygılarını küçültüyorsun.
Telâşlarını durultuyorsun, korkularını dağıtıyorsun.
Sağ elini, sol elinin üzerine koyup, şerden el çekip hayra uzanıyorsun.
Yokluktan yüz çevirip, varlığın kalbine akıyorsun.
Varlığın göğsünde cılız bir nefes kadar hafifliyor, sadeleşiyorsun.
Sübhaneke fısıltısında sonsuz gürültüler ortasında,
Amansız gürültüler ortasında, bitmez telâşlar arasında,
Meyvesiz koşturmalar sonrasında,
Seni işiten, en iyi gizli sırlarıda, en gizli arzularıda
Kulak veren Râbbinle tanışıyorsun.
Şimdi sahihleşiyorsun, gerçekten insan oluyorsun.
Varlığın, Râbbinin kuşatmasıyla ebedi bir kozanın içinde taşınıyor.
Varlığın Cennetin bahçelerinde, yeniden inşâ ediliyor.